22 Şubat 2011 Salı

gece

gece
kollarını haç gibi açmış

kurtarıcısı gibi bazılarının
uzanırken aramızda
bir gündoğumu anında bir olduk

kısaldı artık gündoğumları
geceler uzun artık yanında
kafamı göğsüne koyduğumda

geceler uzun
geceler gündüz gibi yanında
aydan daha parlak
uzanırken yanında
nefes nefese ve aydan daha
aydınlık odan
bedenler çığlık çığlığa
duvar dibindeki yatakta

geceden korkup yanına gelmiş

çoçuğun gibiydim yanında
bana öğreteceklerin vardı
ateşten parçalardık birbirimizi körükleyen
şanslıydık ki geceler uzundu
birbirimizin loşluğunda gülümseyen

bedenler küçücüktü
altındaki arzunun derinliğinde
köklerini salıyordun diplerime
gece sayemizde doluyordu

gecelere geçmiş, gelecek
ve şimdi sığıyordu
zevk olup akıyordu gece
ellerin yüzümdeydi
yaşananları siliyordu
ellerin
yaşanmamışları koyuyorlardı
yerlerine

ancak duvar bitirebiliyordu geceyi
gündoğumu kısaydı
söküp alamazdı
çivilendiği dudaklardan
sana sarılıp kaçıyordum duvardan
yumuşaklığıyla çelişiyordu koynunun
sertliğine duvar da dayanamazdı
eriyordum

gece konuşuyordu bizimle
bir sevişmenden bahsettin
ha duvar ha o kadın dedin
bana da duvar derlerdi
sanırlardıki içim
tuğla ve beton
çöl gibi içim
kum dolu
ben görüyorum ama gözlerinde dedin
sana bakıyordum

utandım ben o gece yanında
daha önce seviştiğim için
ve sevişmediğim için çok

basıp gidecek gücü bulmak sanıyordum aşk
meğer kalabilmekmiş biriyle

ve gündoğumu
-seninle uyanmak neden bu kadar güzel
-seninle uyanmak da o kadar güzel olduğu için

15 Şubat 2011 Salı

benim hiç 14 şubatım olmadı

valla lan hiç olmadı. hiç kutlamadım, özel bişe yapmadım. ne öyle deli gibi sevgililer günü hayranıyım, ne de sevgi de parayla vay arkadaş, kapital düzenin oyunu bunlar diye karşıtıyım. kırmızı kalpler, ayıcık, i love you balonları tarzı mıç mıç bi kız diilim. sevgilim varken de, varken ve farklı şehirlerdeyken de, yokken de, ben hiç sevgililer günü kutlamadım. e kimsenin aklına da gelmedi benimle sevgililer günü kutlamak, beni şaşırtmak filan, şöyle kaşarlaşmış romantik jestler vs. 14 şubat benim için yıllardır kimse benimle kutlamak istemediğinden mütevellit sevilmediğimin iyice farkına vardığım genel olarak soğuk bi şubat günü olmuştur.

yaptığım istatistiklere göre, 2007-2010 yılları arasında (bu yıllar da dahil) her yıl bir öncekinden daha kötü bi sevgililer günü geçirdim. pink' in 'please don't leave me' isimli insanı duygusal hezeyanlara sürükleyen şarkısıyla tanışmam da bi 14 şubat günü olmuştur. sevgiliniz yurtdışında yaşarken bir 14 şubat öncesi sizinle boktan bi sebepten kavgalı olması, zaten uzakta olmanızdan dolayı ruhunuzda varolan deliği iyice büyütmesine, bir sene sonrakinde de alla alla neden aramadı acep diye düşünürken, sebebin kız arkadaşıyla beraber olması olduğunu öğrenmeniz için ise bir buçuk sene geçmesi gerekmektedir.

geçen sene ise ilk yattığınız erkekle 7 ay sonra tekrar beraber olmanızın ve o sevgili olmama konuşmasını yaptığınız günün üzerinden bi kaç gün geçmiştir takvimler 14 şubatı gösterdiğinde. insan ilk yattığı erkekle sevgili olmalı, sevgililer gününü kutlamalı. herkes bu kadarını hakediyor. o kişi de ilk yattığı erkeğin o olduğunu bilmeyi hakediyor. ben bu konuda gördüğünüz gibi her türlü sıçmış durumdayım. o vapur kaçtı artık.

bu sene yine sevgililer gününü kutlamadım. ama bu sene kutlayamadım. sürekli kendi sahasında sizi farklı skorla yenen takımdan bir puan almak gibiydi bu sene. sanki şampiyonluğu kazanmış havası vardı yani. bütün gün sapık sapık mesajlaşıp sonrasında, sevgililer gününün son dakikalarını uzun uzun telefonda birbirinize bugünü ayrı geçirmenin acısını nasıl çıkaracağınızı anlattık. bir erkeğin gülüşünü seviyorsanız durumunuz fenadır, 14 şubat, 30 ağustos efendime söyliyim 21 ekim filan farketmez. bana da farketmedi emin olun. doğumgünümü kutladığında nice senelere beraber tabi demişti, ben de sen yoksan istemiyorum zaten demiştim. hissiyatım değişmedi. sen yoksan istemiyorum.

10 Şubat 2011 Perşembe

en büyük probleminiz bu sene sevgililer gününün nasıl geçecek olduğu konusunda düşünmek zannedersiniz, ya da saç kremi almayı unutmuş olduğunuz sıkıntısı..
ya da işten tam vaktinde çıkabilecek misiniz veya evde ne yemek var filan..
sonra arkadaşınızın aşağıda yazmış olduğu bloğu okursunuz..
lök diye bişe çarpar yüzünüze..
itifa kaybedersiniz..
ağzınız kurur..
başınız dönmeye başlar..
etrafta olan biten fonda lüzumsuz bi uğultuya dönüşür..
bişe yapmak istersiniz..
herhangi bi tepki vermek..
ağlamak..
öylece kalakalırsınız birisi koltuğunuza japon yapıştırıcısı sürmüş gibi..
kızarsınız..
ben neden bunu bu siktiğimin bıloğundan öğreniyorum diye..
sonra bu kızmanın ne kadar da anlamsız olduğunu ve asıl kızdığınızın aslında bu olmadığını anlarsınız..
anlarsınız ama tam olarak da anlayamazsınız..
bişe yapmak istersiniz..
ama aslında yapabilecek hiç bişeyiniz olmadığını farkedersiniz..
böyle hissiyatlar uyandıran durumlar olduğunda kafasını şişirdiğiniz kişi aşağıdaki bıloğu yazan arkadaştır, ama onu arayamayacağınızı düşünürsünüz..
bişe yapmak istersiniz..
o an bir şişe viski olsa fondip yapacakmışsınız gibi gelir..
annenizi ararsınız çünkü hayatınızda tanıdığınız en güçlü kadın genetrix ve odur..
onunla konuşursunuz ama ne konuştuğunuzun çok da farkında değilsinizdir..
gözleriniz dolar..
aklınız inkar pozisyonuna geçer..
hala arkadaşınızı aramamışsınızdır..
kendinize gelmeye çalışırsınız..
sesiniz kısılır..
zaten 2 haftadır berbat vaziyette olan sindirim sisteminiz iyice beter olur..
kasılırsınız..
konuşamazsınız..
ağlayamazsınız..
bişe yapmak istersiniz..
ama göt olur kalırsınız..
bişeyleri değiştirebilecekmiş gibi oturur bılog yazarsınız.
parmağına bişe batsa sizin ki kanar modunda olduğunuz arkadaşınız için güçlü olmanız gerekmektedir, dolayısıyla kendinizi toparlamaya bakarsınız..
en kısa zamanda.

Teşekkür

Süper bir arkadaşım, eskilerden bir dost, blogumuzu kendi sitesine konu etmiş. Çok mutlu etti beni. Kadın çığlıklarından oluşan bir kaç siteyi de bizimki gibi okunmaya değer bulmuş ve örneklemiş. Gerçekten kendisine buradan teşekkür ederim. Kadınlara her zaman güzel davranan güzel insanları seviyorum. Kadınları oldukları gibi kabul edenleri seviyorum. Kadınlar sizin gibilerle güzelleşiyor, sizin gibilerle boşalıyor, sizin gibilerle hayat buluyor, kendini buluyor. Capricornette ve Genetrix adına kocaman teşekkürler ve öpücükler...
Ve ayrıca kendisine en keyifli sevişmeleri, en aşk dolu kadın bedenlerini ve yaşanabilecek en multiple orgasm-leri dilerim.
Seks ve aşk asla seni bırakmasın.
Sevgiler,
Genetrix.  =)