6 Ocak 2012 Cuma

Skerler!

bu aralar canım çok sıkkın. içim daralıyor.
bi ağız tadıyla yaşayamıyoruz.
herkes edecek laf, verecek tepki, koyacak bir posta buluyor.
tek yanlı düşünce yapılarıyla savaşmıyorum artık.
kimseyi alttan almıyor, kimseye bana göre yanlış ya da haksız ya da anormal olduğunu kabul ettirmeye çalışmıyorum.
münazara, münakaşa, muhasebe yapmıyorum insanlarla.
herkes hiç.
hepsi hiç.
hayatımın bazı iniş çıkışları olması normal.
herkesinki gibi -dertleri kendine büyük bir antikarakter olmamın da verdiği haklı duruşla- dünya ile olan tüm bağlarımı kopartmayı tercih ediyorum.
bencillikse bencillik diyip, hodri meydan kafasına geçiyorum.
kimsenin hayatımdaki varlığının sorgulanmayacagına inanan insanlar tanıdım, tanımışım, daha fazla tanımak istemiyorum.
arkamdan iş çevirenlerin yüzüme gülüp, benden vefa bekleyebilmesi ikiyüzlülüğüne tahammül filan etmek, insanları "özünde iyi, oldugu gibi kabul etmek lazım" dusturuyla kabullenip, kazık üzeri kazık yememe izin vermek istemiyorum.
her şey yolundaymışçasına "aman kimsenin huzuru kaçmasın" diye her haltı içime atıp, derinlere gömüp, kimsenin keyfi kaçmazken benimki sıfırın altında seyrederken insanlara çok iyiymişim gibi rol kesmek istemiyorum.
kimse beni, içimi, derdimi, tasamı bilmezken beni yaftalayamayacak veya konuşamayacak benimle.
insanların içleri buruk diye ağzımı açmadıklarımı ben bilirim.
alttan aldıklarımı ben bilirim dertleri var diye.
şahsıma yapılan ne durumları yuttuğumu kişisel dertlerine istinaden benimle alakalı benden kaynaklı olmayan sorunlarına ragmen derdine dert eklenmesin diye sustugumu ben bilirim.
derdini anlatan insanların dertlerini bilip de, ona göre şekil aldıgımı ben bilirim.
ben dertli insnalara benim derdimi de dert edinmesin diye anlatmıyorken -sırf anlatmıyorum diye bilmediklerinden ötürü- dertsiz addediliyorsam, sokarım ben oyle aşkın ızdırabına, sokarım ben öyle düz mantığın çelişkisine.
önüne gelenin beni ayakta skertmeye çalışması bu sıra çok üstüste gelse de skerler.
bundan sonra ben yokum.
dünya kimsenin etrafında dönmüyordu benim bakış açıma göre, bir orta yol bir hal çare bulunabilmeliydi ikili ilişkilerde karşındaki kim olursa olsun.
kestirip atmakla, ispiyonlarla, tek taraflı ki o da at gözlüklü perspektiflerle kim nereye doğr nasıl ilerlerdi ki?
ama sıkıldım hepinizden, herkesten.
sürekli bir alayına isyan kafasındakileri sakinleştirmekten, sürekli bir ben olmaktan çıkıp güzin abla, bir yardım ve yataklıkçı, bir sorumluluk taşıyıcısı, bir anne, bir ben dışındaki herhangi bir şey olmaktan sıkıldım.
ve artık kimsenin hayatında da yokum.
kişisel tercih.
tartışmaya da açık değil.
hepinizin yolu açık olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder