10 Mayıs 2010 Pazartesi

teklif

(yorgunluk ve uykusuzluktan ölüyorum, işle ilgili canım sıkkın ayrıca, bi de nelerle uğraşıyorum)

tam aramızda birşeyler olabileceğini düşünürken kız arkadaşına evlenme teklifi edeceğini öğrendim.

tabiki kız arkadaşına evlenme teklifi edeceksin.

bana geceyi beraber geçirmeyi teklif ettin, kız arkadaşına evlenme teklifi ediyosun diye hayıflanmadım. bana böyle şeyler olur ya da olsun diye de bir beklentim hiç olmadı. ama kız arkadaşına evlenme teklifini bana 'bu gece benimle kal' dediğin yerde ettin. ve neden bilmem beni de davet ettin. aramızdaki arkadaşlığın derecesini bilenlerin, gelmiyorum dediğimde 'ne alaka' diyen bakışlarıyla karşılaşan, açıklama yapması gereken ben oldum. halbuki tuhaflık senin tuhaflığındı. kimseye bişe söylemedim.

hem neden beni davet ettiğini merak ettim, hem de o gece takside dönerken 'kız arkadaşım olmasaydı ne olurdu' diye sorduğunda ben cevap veremeden beni susturmanın nedenini.

tuhaflıkların devam etti, 'şimdi evlenmiyor olsaydım yanımda olur muydun?' dedin bana mesela. evlenmeseydin ne olurdu bilmiyorum. sana takside 'güzel olurdu' demek istedim beni susturmadan önce, buna da aynı cevabı verebilirmiyim onu da bilmiyorum. sağım solum belli olmaz sonuçta.

cumartesi günü nişanlandın, temmuz ayında da evleneceksin. ve ben hilton oteli'nin balkonunda oturup eğlendiğimiz günle hatırlayacağım bekarlık günlerini, lakin bir daha başbaşa vakit geçiremeyeceğiz muhtemelen.

bu sefer berbat etme yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder