28 Temmuz 2010 Çarşamba

tatil ikibinon

denizin lacivert parladığı, zeytini güzel, havası güzel, güneşin yaktığı ama kavurmadığı, öğle yemeğinde bira içilen, hatta mütemadiyen içilen bir memleketten döndüm. gittiğimiz yere aksiyonu bu sefer kendimiz götürdüğümüz bir tatil oldu. çocukken her allahın yaz mevsimi tatilimizi geçirdiğimiz küçük sahil kasabasına aşırı benzer, genetrix'in çocukluk arkadaşları ve aşkları ile dolu yerdeydik. genetrix'i bu sayede daha iyi anladım sanıyorum, çocukluğuna indim biraz. yaz tatilleri çok etkiliyor bence insanı. orda da dedikleri gibi suyundan içtiyseniz tamamdır.

bütün çocukluk anıları tatil yöresinde şekillenen insanların olgunluğu da bu yönde ilerler. tatilin güzelliği ve belası budur: alışkanlık yapar bünyede. istediğiniz kadar okullar okuyun, çekirdek veya kalabalık aile ortamında büyüyün, kitaplar okuyun, iyi restoranlara gidin farketmez. lakin tek bir yaz tatili ya da bir haftalık bir tatil bütün akışınızı ve olgunluk evrelerinizi yapılandırabilir. tek bir mayo izi, deniz kabuğu doldurabilir günlerinizi uzun yıllar boyunca. anıları güçlüdür yaz tatillerinin, eve dönüşte anlatacak çok şeyiniz olsun istersiniz. yaz yakar adamı. bu yüzden insanlar bilinçaltında tam olarak dinlenmek için gitmiyor tatile. hayallerini gerçekleştirebilmek için, az parçalı kıyafetler içinde özgür hissetmek için gidiyorlar. yaz aşkı diye bir şey var mesela, hayatımın aşkı der gibi. o küçücük deniz, kum, güneş zamanına aşk sığdırıyor insanoğlu. tatil bu yüzden güzeldir, herşey mübaha şezlong atabildiğin için. bu tatilin ağırlıklı kat sayısı dinlenmekti, aralarda kudurduk. bitmeyeydi iyiydi. ve seks yapaydım daha iyiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder