13 Ağustos 2010 Cuma

beklemedim zaten

barıştık. kavganın üzerinden bir ay ve 3-4 kutu ishal ilacı geçti ki ablanın kınasında birbirimizi görünce barıştık. benden kurtulma fırsatlarını değerlendirememen ben de hayal kırıklığı yaratıyor bu bi bilinsin. şansını zorluyosun bazen dedin, sen de dedim. ben seni neden öldürmedim ya neden barıştım ben seninle dedin. bunu içinde kendinle çözüceksin dedim. başkası olsa sonda ettiğim küfrü başta eder kavga etmeye tenezzül etmezdim dedim. ben de yıllardır bi kızı dövmüyorum, bana yemin bozdurma dedin. bu şehir magandalıklarınla dalga geçiyorum mütemadiyen, çünkü henüz bana bişe ya-pa-ma-dın! bilinçli olarak yani. senden korkmuyorum ki, senin yapabileceğin ama benim yapamayacağım hiç bir şey yok. söyledim sana bunları. ayrıca bilki ben de seni affettim. daha doğrusu bilki ben de beni sadece sex için affetmeni yuttum; lakin ödeştik.


kadıncağız cinsi sabırlı olması ile meşhurdur. doğru şeyi yapmak için doğru bir zaman geleceğine her zaman inanır, kadercidir biraz, her mazlum gibi kurtuluş gününün, kendisinin gücü ele geçireceği anı kollar. sonra da yapıştırır. mevzu kadın erkek ilişkisi olunca, 21. yy da dahi kadın böyledir. ama o gün gelir, kadın hesaplarını kapar, kimse de alacağı kalmaz.

iti'nin moralinin bozuk olduğu o tatil arifesi gününde, üçümüz buluştuk. iti'ye canım sıkılmıştı ama asıl derdim ofisten evlenecek olan arkadaşımın nikahına gitme mevzusuydu. çünkü orda diğer evlenmekte olan sığır ve nişanlısını görecektim, muhtemelen kız bana 'ayy canıımm nabeerr?' diycekti, benim sığıra çakasım gelecekti vs. ama bi yandan da gitmek lazımdı, halk önündeki imajımı sarsmaya gerek yoktu. nikaha onunla gittik. gitmek istemiyosun neden dedi, açıkladım olayları. oha insan kankasına böyle mi yapar dedi, benim kadar şaşırdı. herkes o evleniyo diye bozuğum sanıyo, gitmem lazım dedim. ses etmedi, otomatikman geldi benimle. nikah salonuna beraber girdik. işte sığır ikimizi tam da o an gördü. herkes bizi selamlamak için yerinden kalkarken o kalkamadı. telefonuna baktı, ona baktı, nişanlısı bana ilgi gösterdi, ben sığırı götüme takmadım, dünya kupasında arjantine dört tane atan almanya milli takımı gibi zafer sarhoşu oldum. nikahı sığıra kapak ettim. varan bir.

sonra hadi gidip içelim dedi. e bu zafer kutlanmalıydı.

geyiklerden sonra, seksüel başarılarımızı yadettik. uzaktayken 'ağzına sıçtığımı' sayıklamaya başladı yine. ilişkilerden açıldı, ikimizde ne kadar uzağız sevgili olayına diye hava bastık birbirimize. ikimizden bahsediyorduk ama bi türlü bahsedemiyorduk da. sonra götünden geçerliliğine çok inandığı bi lafı attı ortaya: 'kimse kimseye 6 ay beni bekle diyemezdi' dedi. ben de daha fazla dayanamadım, 'beklemedim zaten' dedim. suratımda kaşar bir gülümsemeyle. bundan önce muhabbetini yaptığımız, dünya kupası finalinde takımının tek golünü atarak ispanya' yı şampiyon yapan iniesta' nın neler hissettiğini o an anladım sanıyorum. tribünlerde müthiş bir sevinç koptu. bunu söylememe şaşırdı, beklememiş olmama şaşırmadı. e arkadaşız demek öyle değil böyle olur. ve madem arkadaşız kusura bakmazsan canım bunları duyacaksın. duyacaksın ve karşımda titrek bir 'yani' diyerek yutacaksın. bununla da kalmadım, neden genetrix' in doğumgününe gelmesini istemediğimi, yattığım erkeklerle arkadaş olmadığımı ve arkadaşlarımla yatmadığımı, onun ise arkadaşım olduğu için tuhaflık çıktığını ballandırdım da ballandırdım. 'birine bağlanmayınca beklentin olmuyo, daha kolay oluyo' dedi. katıldım. ve anladım ki bizden bahsediyo. sonra iki yazdır, her zaman yaptığımı yaptım, bastım tatile gittim.

benim günüm de o gündü işte, hesaplarımı kapattığım gün. kızgınlık ve kırgınlıklarımı bir kenara bıraktığım, o kadar üzerine gitsem de, ne olursa olsun inceldiği yerden koparmayı karşı tarafın götünün yemeyeceğini bildiğim gün. bu günlerde, erkek cinsi vız gelip tırıs gideceğini öğrenir. üzerine fazla gitmeyin hiç bir kadının, silkelendimi fena tozutur.

ve son sözü her zaman capricornette söyler, bu bi böyle bilinsin de..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder